Dinin Gerçek Direği:İNFAK
Kuran-ı Kerim'i açıp (bildiğiniz bir dil ile)OKUduğunuzda(ALAK 1) ve sizden beklediği biçimde(üzerine derin derin düşünerek) anladığınızda(ENAM 126) ,O cami hoparlörlerinden eşek anırması biçiminde (sesini alçalt. Çünkü seslerin en hoşa gitmeyeni, şüphesiz ki eşek sesidir.Lokman 19) okunan ezanla çağrısı yapıldığı söylenen ‘’Birilerinin dininin direği olan ‘’NAMAZI’’ bulamazsınız.Kuzuların,koyunların,danaların sokaklarda bağırtılarak boğazlandığı;develerin ayakta can çekiştirildiği,Allah için kesildiği iddaa edilen hayvanların etlerinin derin donduruculara tıkıldığı ve birsene boyunca kapama,kavurma,mangal olarak hayvanı kesence tüketildiği ‘’din günü cehennemin üzerine kurulacak kılıçtan keskin ;kıldan ince köprüden birilerini karşıya geçirecek’’Kurban'ı bulamazsınız (Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir.HACC 37).Dört kadınla evlenmeyi bulamazsınız(Nisa suresi''EY ERKEKLER'' diye değil ''EY İNSANLAR'' diye başlar,YETİM KADINLARI ile evlenin demez ,Yetim kadınları 2 şer 3 er 4 er EVLENDİRİN der çünkü).Çocuk gelinleri bulamazsınız(olgunlaşma evlenmenin ilk ve temel şartıdır NİSA 6),Tüm günahların abuk sabuk dualar edilerek bağışlanacağının iddaa edildiği’’Kadir gecesini ‘’bulamazsınız(artık kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür,kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür ZİLZAL 7-8).Süleyman çelebi tarafından yazılmış şirk abidesi bir şiirin,ağzıların eğilip bükülmek sureti ile okunduğu Kandilleri bulamazsınız.’’Biz insanı en güzel surette yarattık ‘’.TİN 4 diyen kitaba karşı erkek çocukların sünnet ettirilmesini bulamazsınız,büyüyü,falı,cinleri,bize kötülük yaptırdığı idaa edilen ana karakter şeytanı ve onun kötülüklerinden korunmak için okuduğunuz ama zerre kadar birşey anlamadığınız Arapça Kuran-ı bulamazsınız.REF REF'e binerek (Biz ona şah damarından daha yakınız ''kaf 16'' diyen) Allah'ın yanına çıkan ,Ay'ı ikiye bölen,kalbi sökülüp iki kez cebrail tarafından yıkanan,bastığı yere ayak izini bırkan,alemlerin kendisi için yaratıldığı ,kainatın efendisi bir peygamberi bulamazsınız(Ben, ancak sizin gibi bir insanım. Fussilet 6).Cami yaptırılsın diye verdiğiniz 50 lirayı,karnı aç olduğu için sizden istemek zorunda kalan adama verdiğiniz 25 kuruş ''sadaka''yı bulamazsınız.Sakalı,cüppeyi,o bayrak yaptığınız başörtüsünü,Hacet(büyük abdest)ve Defi hacet(küçük abdest) dualarını bulamazsın,sokaktan geçen kadını görünce bozulan;porno izleyince bozulmayan abdesti bulamazsınız.Gece boyu domuzlar gibi yiyip akşama kadar iftarda ne yiyeceğinizi ayarladığınız Orucu bulamazsın.Turistik gezi ile gidip bir putu öptüğünüz,öbürünün etrafında döndüğünüz cennet kadrosuna girdiğinizi sandığınız Haccı bulamazsın...Ve din sandığınız ancak Allah’ın kitabına dayanmayan ama yine de inanmanın size huzur verdiği binlerce UYDURMAYI ve YALANI da bulamazsınız...
Ne mi bulursunuz asıl korkmanız gereken şeyi bulursunuz GERÇEĞİ/HAKKI ,İNSAN'ı ve İNSANCA bir yaşam uğrunda verilmesi gereken mücadele ruhunu bulursunuz.Herkesin eşit olduğunu etrafınızda yaşanan acıların kaynağının, bunu seyretmekten zevk alan bir tanrıdan kaynaklanan İLAHİ ADALET değil aslında hilafet yetkisi verilen SİZİN ellerinizle yarattılan bir ADALETSİZLİK olduğunu bulursunuz.
Birde Kuran-ı Kerimin yüzlece ayetinde geçen ama bu çarpık inanç sisteminden para kazananların hiç sevmediği, ağızlarından Allah kitap düşmeyenlerin,dini nutuklarla ortalığı inletenlerin,sakalını,cübbesini,başörtüsünü gözümüze sokanların ,bizi Dinsiz ;İmansız ; Allahsız ilan edenlerin hiç sevmediği birşeyi bulursunuz ''İNFAK''.yada sizin içinin boşaltılmış adı ile bildiğiniz ''ZEKAT '' bir zamanlar bize zorla anlamadığımız arapça duaları ezberletmeye çalışan hocaların ucundan kenarından anlatarak geçtiği hani şu ölçüsü 40 ta 1 olan,ama o da fazla gelince türlü dümenlerle kuşa çevrilen, yok edilen ZEKAT ,Kurani adı ile İNFAK .Ne midir İNFAK….
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır NUR 42 ayetinin gerçekten iman edenler tarafından uygulamaya geçirilmesidir.
‘’Onlar ki gaybe iman edip, salatı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan, Allah yolunda minnet etmeden harcarlar” (Bakara 2/3)
‘’Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlar”, Allah’a, Ahret Günü’ne/Son Gün’e, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah’a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden kimselerdir. İşte onlar, özü-sözü doğru olanlardır. Ve işte onlar, Allah’ın koruması altına girmiş kişilerin ta kendileridir’’ (Bakara/177)
‘’Öyleyse, yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, miskine ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Ve bunlar durumunu koruyan, zafer kazanan kimselerin ta kendileridir’’ (Rum/ 37, 38)
‘’Ve salâtçılar, kendi mallarında, isteyen ve istemekten utanan yoksullar için belli bir hak olan kimselerdir’’(Meariç/ 24,25)
‘’Şüphesiz Allah’ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri almış olarak bahçelerde ve pınarlardadırlar. Şüphesiz onlar, bundan önce iyilik-güzellik üretenler idiler. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar, seherlerde bağışlanma dilerlerdi ve onların mallarında isteyen ve isteyemeyen için bir hak vardı’’ (Zâriyât/ 15-19)
‘’Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah’ın kulları içerler’’ İnsan 5-22
‘’Ve Allah yolunda malınızı harcayın, kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever’’ (Bakara/195)
‘’...Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve MALLARINI, kendilerine vereceği cennet karşılığında SATIN ALMIŞtır’’Tevbe 111
‘’Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça asla “iyi adamlık” mertebesine eremezsiniz. Ve siz, her neyi bağışlarsanız kesinlikle Allah, onu en iyi bilendir’’(Al-i Imrân/92)
‘’Allah yolunda mallarını bağışlayan, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayan ve incitmeyen şu kimselerin mükâfatları Rablerinin yanındadır. Onlar üzerine hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir’’Bakara 262
‘’Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız pis şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve şüphesiz Allah’ın çok zengin/hiçbir şeye muhtaç olmayan, övülen/övgüye lâyık bulunan olduğunu bilin’’Bakara 267
‘’İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mali yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah’ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, ahrete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur’’Bakara 2-4
‘’O nedenle gücünüz yettiğince Allah’ın koruması altına girin, dinleyin ve itaat edin. Ve MALLARINIZDAN, kendinizin iyiliğine olarak Allah yolunda harcamada bulunun başta yakınlarınız olmak üzere BAŞKALARININ NAFAKALARINI TEMİN EDİN’’ Teğabün
‘’Eğer Allah’a güzel bir ödünç VERİRSENİZ,O, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Ve Allah, en iyi karşılık ödeyen, çok yumuşak davranan, görüleni ve görülmeyeni bilendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır’’Teğabün
‘’Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir; kötülüğü emreder, iyilikten sakındırırlar ve ellerini sıkı tutarlar/ cimrilik ederler. Allah’ı terk ederler de, Allah da onları terk ediverir. Gerçekten de münafıklar, hak yoldan çıkmış kimselerin ta kendileridir’’Tövbe 6/7
‘’Öyleyse, yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, miskine ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Ve bunlar durumunu koruyan, zafer kazanan kimselerin ta kendileridir’’(Rûm/37, 38)
‘’Ve Rabbinizden bağışlanmaya, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcama yapan, öfkelerini yutan, insanları affeden, çirkin bir hayâsızlık işledikleri ya da kendi kendilerine haksızlık ettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyen, –Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir?– yaptıkları kötü şeylerde bile bile ısrar etmeyen, Allah’ın koruması altına girmiş kişiler için hazırlanmış eni göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. Ve Allah, iyilik, güzellik üretenleri sever’’Ali imran
‘’Mal ve oğullar, basit dünya hayatının süsüdür. Kalıcı düzeltmeye yönelik işler ise, Rabbinin katında, sevapça daha hayırlıdır, ümit bağlama yönünden de daha hayırlıdır’’(Kehf/46)
‘’ Her kim basit dünya hayatını ve süsünü isterse, yaptıklarının karşılığını, ona hiç eksiltmeden, burada tastamam veririz. Onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar,İşte onlar, kendileri için, ahrette ateşten başka bir şey olmayanlardır. Yapıp ürettikleri de orada boşa gitmiştir. Yaptıkları şeyler de kaybolup gitmeye mahkûmdur.’’(Hud/15, 16)
‘’Ve sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim iman eder ve düzeltmeye yönelik işleri yaparsa, işte onlar; kendileri için yaptıklarına karşı kat kat karşılık olanlardır. Ve onlar, yüksek köşklerinde güven içindedirler’’ (Sebe/37)
‘’İman eden kullarıma söyle: "Salâtı ikame etsinler, alış–veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak İNFAKTA BULUNSUNLAR ibrahim 31
‘’Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlar”, Allah’a, Ahret Günü’ne/Son Gün’e, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah’a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden kimselerdir. İşte onlar, özü-sözü doğru olanlardır. Ve işte onlar, Allah’ın koruması altına girmiş kişilerin ta kendileridir’’ (Bakara/177)
‘’Öyleyse, yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, miskine ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Ve bunlar durumunu koruyan, zafer kazanan kimselerin ta kendileridir’’ (Rum/ 37, 38)
‘’Ve salâtçılar, kendi mallarında, isteyen ve istemekten utanan yoksullar için belli bir hak olan kimselerdir’’(Meariç/ 24,25)
‘’Şüphesiz Allah’ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri almış olarak bahçelerde ve pınarlardadırlar. Şüphesiz onlar, bundan önce iyilik-güzellik üretenler idiler. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar, seherlerde bağışlanma dilerlerdi ve onların mallarında isteyen ve isteyemeyen için bir hak vardı’’ (Zâriyât/ 15-19)
‘’Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah’ın kulları içerler’’ İnsan 5-22
‘’Ve Allah yolunda malınızı harcayın, kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever’’ (Bakara/195)
‘’...Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve MALLARINI, kendilerine vereceği cennet karşılığında SATIN ALMIŞtır’’Tevbe 111
‘’Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça asla “iyi adamlık” mertebesine eremezsiniz. Ve siz, her neyi bağışlarsanız kesinlikle Allah, onu en iyi bilendir’’(Al-i Imrân/92)
‘’Allah yolunda mallarını bağışlayan, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayan ve incitmeyen şu kimselerin mükâfatları Rablerinin yanındadır. Onlar üzerine hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir’’Bakara 262
‘’Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız pis şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve şüphesiz Allah’ın çok zengin/hiçbir şeye muhtaç olmayan, övülen/övgüye lâyık bulunan olduğunu bilin’’Bakara 267
‘’İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mali yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah’ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, ahrete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur’’Bakara 2-4
‘’O nedenle gücünüz yettiğince Allah’ın koruması altına girin, dinleyin ve itaat edin. Ve MALLARINIZDAN, kendinizin iyiliğine olarak Allah yolunda harcamada bulunun başta yakınlarınız olmak üzere BAŞKALARININ NAFAKALARINI TEMİN EDİN’’ Teğabün
‘’Eğer Allah’a güzel bir ödünç VERİRSENİZ,O, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Ve Allah, en iyi karşılık ödeyen, çok yumuşak davranan, görüleni ve görülmeyeni bilendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır’’Teğabün
‘’Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir; kötülüğü emreder, iyilikten sakındırırlar ve ellerini sıkı tutarlar/ cimrilik ederler. Allah’ı terk ederler de, Allah da onları terk ediverir. Gerçekten de münafıklar, hak yoldan çıkmış kimselerin ta kendileridir’’Tövbe 6/7
‘’Öyleyse, yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, miskine ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Ve bunlar durumunu koruyan, zafer kazanan kimselerin ta kendileridir’’(Rûm/37, 38)
‘’Ve Rabbinizden bağışlanmaya, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcama yapan, öfkelerini yutan, insanları affeden, çirkin bir hayâsızlık işledikleri ya da kendi kendilerine haksızlık ettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyen, –Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir?– yaptıkları kötü şeylerde bile bile ısrar etmeyen, Allah’ın koruması altına girmiş kişiler için hazırlanmış eni göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. Ve Allah, iyilik, güzellik üretenleri sever’’Ali imran
‘’Mal ve oğullar, basit dünya hayatının süsüdür. Kalıcı düzeltmeye yönelik işler ise, Rabbinin katında, sevapça daha hayırlıdır, ümit bağlama yönünden de daha hayırlıdır’’(Kehf/46)
‘’ Her kim basit dünya hayatını ve süsünü isterse, yaptıklarının karşılığını, ona hiç eksiltmeden, burada tastamam veririz. Onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar,İşte onlar, kendileri için, ahrette ateşten başka bir şey olmayanlardır. Yapıp ürettikleri de orada boşa gitmiştir. Yaptıkları şeyler de kaybolup gitmeye mahkûmdur.’’(Hud/15, 16)
‘’Ve sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim iman eder ve düzeltmeye yönelik işleri yaparsa, işte onlar; kendileri için yaptıklarına karşı kat kat karşılık olanlardır. Ve onlar, yüksek köşklerinde güven içindedirler’’ (Sebe/37)
‘’İman eden kullarıma söyle: "Salâtı ikame etsinler, alış–veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak İNFAKTA BULUNSUNLAR ibrahim 31
Kuran-kerim bunun gibi İNFAKLA/zekatla ilgili yüzlerce ayet içerir ama bizim cüppeli ,sakallı ,dilinde ''Kuran'' gönlünde ''İman'' olan..Kuran'da olmayan namazın,farzını-vacibini;sünnetini teheccüdünü hacetini kılan Müslümanlarımızdan bunları duyamazsınız ,neden hoşlarına gitmeyen ,çıkarlarına uymayan İnfak’ın ölçüsünden;miktarından dolayı...Kuran'ın yüzlerce ayetini yoksayarlar,Ağızlarından düşmeyen Allah'ı;Kitab'ı;Resulu o bir türlü doyamadıkları Dünya malı için inkar ederler ..Kuran der ki:
.....Yine sana neyi Allah yolunda harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan fazlasını harcayın.”.(Bakara/219)
Fakire fukaraya verilmesi emredilen ama o mal mülk’e karşı duydukları sevgi;O dillerinden düşürmedikleri Allah sevgisine üstün gelir.Kışın kaloriferli;yazın klimalı camilerde kılınan uydurma namazları kadar kolay değildir çünkü bu.Dini Allah'tan bile detaylı açıklayabilen ''o sonsuz ilim sahibi'' hocaların anlattığı masallarda yoktur çünkü bu ‘’İNFAK’’ denilen’’ mendebur şey’’ ve o masallara inanmak kadar basit değildir gerçek Din.O Şeytan denilen ''mahlukatın'' kendilerini korkuttuğu (Şeytan, sizi yoksullukla korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik ediyor BAKARA 268)fakirlik artık Allah'ın azabından daha büyüktür onların gözünde.Bu dünya’ya yemek –içmek ,lüks ve güvenli evlerinde sefa sürmek ,kendilerine bahşedilen bir nimet olan kadınlardan harem kurmak için geldiklerine inanırlar çünkü.Ama bu ayetler burdaki yiyeceklerden,evlerden,arabalardan,kadınlardan vazgeçmelerini istemektedir.’’Tüccar olan peygamberlerinin’’ izinden (Ticarette ve savaşta herşey helaldir,mubahtır.)felsefesi ile yürümüşlerdir çünkü bu güne kadar …Ve şimdi bankada biriktirdiği parasının,hanımın süsü için yığdığı altınlarının,o millete caka sattığı arabasının ,deniz kenarındaki yazlığının aslında ihtiyaç sahiplerine ait olduğunu söylemektedir bu ‘’lanet olası’’ Kitap...
Bedir savaşındaki Ali bin ebu talip değil ,’’Ya Rabbi, bu mal mülk düşmanlarına karşı bizi kuvvetlendir ‘’diye Allah’a dua eden müşriklerin öncüsü Ebu Cehile daha yakındır çünkü kendisi
.....Yine sana neyi Allah yolunda harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan fazlasını harcayın.”.(Bakara/219)
Fakire fukaraya verilmesi emredilen ama o mal mülk’e karşı duydukları sevgi;O dillerinden düşürmedikleri Allah sevgisine üstün gelir.Kışın kaloriferli;yazın klimalı camilerde kılınan uydurma namazları kadar kolay değildir çünkü bu.Dini Allah'tan bile detaylı açıklayabilen ''o sonsuz ilim sahibi'' hocaların anlattığı masallarda yoktur çünkü bu ‘’İNFAK’’ denilen’’ mendebur şey’’ ve o masallara inanmak kadar basit değildir gerçek Din.O Şeytan denilen ''mahlukatın'' kendilerini korkuttuğu (Şeytan, sizi yoksullukla korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik ediyor BAKARA 268)fakirlik artık Allah'ın azabından daha büyüktür onların gözünde.Bu dünya’ya yemek –içmek ,lüks ve güvenli evlerinde sefa sürmek ,kendilerine bahşedilen bir nimet olan kadınlardan harem kurmak için geldiklerine inanırlar çünkü.Ama bu ayetler burdaki yiyeceklerden,evlerden,arabalardan,kadınlardan vazgeçmelerini istemektedir.’’Tüccar olan peygamberlerinin’’ izinden (Ticarette ve savaşta herşey helaldir,mubahtır.)felsefesi ile yürümüşlerdir çünkü bu güne kadar …Ve şimdi bankada biriktirdiği parasının,hanımın süsü için yığdığı altınlarının,o millete caka sattığı arabasının ,deniz kenarındaki yazlığının aslında ihtiyaç sahiplerine ait olduğunu söylemektedir bu ‘’lanet olası’’ Kitap...
Bedir savaşındaki Ali bin ebu talip değil ,’’Ya Rabbi, bu mal mülk düşmanlarına karşı bizi kuvvetlendir ‘’diye Allah’a dua eden müşriklerin öncüsü Ebu Cehile daha yakındır çünkü kendisi
Bunca delile rağmen bu dünya malına saplanmış ve dinini Allah’ın kelamı yerine ‘’işine öyle geldiği için’’ bol kıllı Alimlerinden öğrenmeyi tercih etmiş ‘’Müslümancık’’ itiraz eder…Bana bunun açıklanması lazım der,çünkü ben bunu anlayamıyorum hadisle;peygamber sözü ile açıklanmalıdır bu.(İşte bunlar Allah'ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah'ın ayetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar.CASİYE 6) Sen bunu peygamber efendimin sahih hadisiyle koy ortaya o zaman ben bunu kabul edeyim.
''Kâbe’nin Rabb’ine yemin olsun, onlar zararda! ‘Ey Allah’ın Resûl’ü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir?’ dedim. Dedi ki: “ONLAR MAL YIĞANLARDIR!” Ancak -eliyle ön, arka, sağ ve sol taraflarını göstererek- ‘Şöyle şöyle bol bol verenler müstesna’ dedi ve hemen ilâve etti: Böyleleri ne kadar az!” (Ebuzer’den: Müslim, Zekât, 301, (590); Buhârî, Eymân 3, Zekât 43; Tirmizî, Zekât 1, (617); Nesâî, Zekât 2, (5, 10-11)''
“BİR EVİN GÖLGESİ, KATIKSIZ EKMEK ve ADEMOĞLUNUN AVRETİNİ ÖRTEN ŞEYden ötesi fazladır. Ademoğlunun onda hakkı yoktur.” (Tırmızi; Zühd, 9/206)''
‘’Öyleyse muhakkak ki sen ölülere duyuramazsın, arkalarına dönüp gittikleri zaman sağırlara da daveti duyuramazsın’’ Rum 52
Müslümancıklar işitmez ;Müslümancıklar duymaz;Müslümancıklar görmez ;Müslümancıklar anlamaz ,anlamak istemez(Onlar, öyle kişilerdir ki kitabı ve resullerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanlamışlardır, yakında bilip anlayacaklar. Mümin 70).Çünkü onlar ,cehaletle örülmüş huzur dolu hayatlarında rahatsız edilmek istemezler ,onlar ne dilerlerse olsun isterler ve onların bu isteklerini az bir bedel karşılığı tasdikleyen doğrulayan alimleri vardır,binlerce ciltlik kitapları vardır(Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi okuyorsunuz? Orada, neyi beğenir, isterseniz sizindir diye mi yazılı?Kalem 37-38)Onların alimlerine ,uydurma kitaplarına ,geleneklerine ,göreneklerine aykırı birşey söylediğinde Allahsız,kitapsız ,imansız olursun,cehenneme yakıt olursun.Çünkü hazretleri böyle buyurmuştur.Onların alimleri,hocaları,milyarlarca Müslüman bilmiyorda doğruyu sen mi biliyorsundur?HERKES ÖYLE SÖYLÜYORDUR ve bu onlar için inanmaya yeterli bir sebeptir.
‘’Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle’ yalan söylerler.’’ (En’am Suresi, 116)
Müslümancıklar işitmez ;Müslümancıklar duymaz;Müslümancıklar görmez ;Müslümancıklar anlamaz ,anlamak istemez(Onlar, öyle kişilerdir ki kitabı ve resullerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanlamışlardır, yakında bilip anlayacaklar. Mümin 70).Çünkü onlar ,cehaletle örülmüş huzur dolu hayatlarında rahatsız edilmek istemezler ,onlar ne dilerlerse olsun isterler ve onların bu isteklerini az bir bedel karşılığı tasdikleyen doğrulayan alimleri vardır,binlerce ciltlik kitapları vardır(Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi okuyorsunuz? Orada, neyi beğenir, isterseniz sizindir diye mi yazılı?Kalem 37-38)Onların alimlerine ,uydurma kitaplarına ,geleneklerine ,göreneklerine aykırı birşey söylediğinde Allahsız,kitapsız ,imansız olursun,cehenneme yakıt olursun.Çünkü hazretleri böyle buyurmuştur.Onların alimleri,hocaları,milyarlarca Müslüman bilmiyorda doğruyu sen mi biliyorsundur?HERKES ÖYLE SÖYLÜYORDUR ve bu onlar için inanmaya yeterli bir sebeptir.
‘’Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle’ yalan söylerler.’’ (En’am Suresi, 116)
''Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.''Maide 44
Yorumlar
Yorum Gönder